as beni kes beni unutursam seni bir gün

işte yine başbaşayız kulakları küpeli günlük,
nasılsın inşallah? dün sana uzun uzun yazdım diye sevinmiş, moral depolamışındır. beni soracak olursan ben de iyiyim. burada havalar soğudu. ağaçlar yapraklarını çoktan döktü. sarıkız sütten kesildi. muhtarın oğlu hasan kasabaya göçtü, orada bi iş kurdu diyolar ama ben diyenlerin yalancısıyım. o oğlana hiç kanım kaynamadı bilirsin. napıyorum ben ya? saçmalığın daniskası. ben de mi bikaç kişiliğe bölünüyorum ne? gerçi bildiğim en az 3 ayrı kişilik var içimde ama böyle ani baskınlar yapmazlardı. hayırlısı. ne demiş atalar: "başa gelen çekilir".
dün akşam kendime yeni bir imaj yaptım eksik etek günlük. tabii hemen ardından da küçük bir kamuoyu yoklaması. tepkiler genelde olumlu. ya da ayıp olmasın diye yüzüme vurmadılar. veyahut da ben olumlu yanlarını cımbızlayıp aldım söylenenlerin. mesela rana "kafan hakket karışık" diyip, "dur biraz geri dur bakiim, çek elini ağzından, yaklaş" komutlarını verdikten sonra "ilginç fena olmamış, cool, artık sanat alemine dalabilirsin" dedi. koskoca küratör bi bildiği vardır herhalde. kamuoyu araştırmamıza ankara'dan katılan necati "hayli şık görünüyorsun" diyerek beğenisini sözcüklere vururken izmir'den görüşlerini aldığım bir hayranım ise "harika, külhanbeyi, çok yakıştı, düşünceli tanzimat delikanlısı oldun" diyerek araştırmanın en ilginç saptamalarına imza attı. online araştırmamın son durağı tuğçe ise kısa ve öz konuştu: "cool man".
tabii ki kamuoyu yoklamalarım bu kadarla kalmadı. aslında benim yoklamama gerek kalmadan ofisten içeri girer girmez refik bey "d'artagnan" benzetmesini yaparak bıyıkaltından kıs kıs güldü. ilerleyen saatlerde bir fincan faks almak için ofise gelen serra ise "olmamış, hemen kes, hadi bıyık neyse ama dudağının altındaki hiç olmamış" diyerek en sert tepkiyi veren isim oldu. ama yine ataların sözüne dönersek: "beş parmağın beşi bir olmaz".
çok eğlenceli valla bu kamuoyu araştırması olayı. sana da öneririm.