21 Ocak 2008

ama bana senin kadar aşkı veren de olmadı


günbegün dört başı mamurlaşan günlük,
kötüyüm. kendime dar geliyorum. yo yo kilo filan almadım. bilakis vermişim bile. kabıma sığamıyorum demeliydim galiba. gerçi kabına sığamamak da daha ziyade olumlu hissiyatlar için kullanılıyor bildiğim kadarıyla. içim içime sığmıyor hiç olmaz. peki ya pireyi deve yapmak? pireyi dinazor bile yapabilirim, deve de ne ki? ama yaptığım bu diil. yoksa mösyönün dediği gibi melankolik miyim? sanırım bu da doğru bi tanım diil. her ne haltsa baldırı çıplak günlük. sen anladın.
sabah ofise gitmek gelmedi hiç içimden. hava da çok güzeldi, güneşli. sanki güneşi farkedecek halim varmış gibi! neyse, kafamı dağıtırım diye emirgan'a gittim. sonra yürüdüm yürüdüm. rüzgâra karşı ağlarsam gözyaşlarımı silmeme gerek kalmaz, kendi kendilerine kururlar dedim. doğru çıktı. pratik çözümler bulmakta üstüme yoktur. yolda bi elektrik evine rastladım. koleksiyonumun nadide parçalarından biri olacak. gerçi bunlar daha eskiz ama olsun. izmir'de de bikaç tane çektim, söylemiş miydim? ay sonunda yenilerini bulurum belki, atölye gerçekleşir de izmir'e gidersek. gidebilirsem. giderim herhalde ya. saçmalamamalıyım. saçımı başımı yolmamalı, saçı sakalı birbirine karıştırmamalıyım. (ey türk dil kurumu başkanı, bak ben de bir sürü deyim kullanıyorum. sadece tarkan'ı görme, beni de gör!) lafı nasıl da uzattım yine di mi, deli fişek günlük? aslında bu anlattıklarım anlatabileceklerimin yanında devede kulak ama olsun. (işte bi deyim daha. tdk, sesim geliyor mu?)
hadi sağlıcakla.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

kayıtlara geçti efendim.

Adsız dedi ki...

don't be melancholy ! what the hell does RiLke say .. trite, but true . . live the questions, live your way into the answers .