7 Ocak 2008

hayat derde bandı beni, çiğnemeden yuttu beni


ey yarım yamalak günlük,
seni iyice öksüz bıraktım bi haftadır farkındayım. ne var ki içimden elimi klavyeye değdirmek gelmedi. ama takdir edersin ki benim de kafa dinlemeye ihtiyacım var. kitaplarıma gömülmeye, yeni keşfettiğim grupları irdelemeye, aylak aylak bilgisayar ekranının karşısında vakit geçirmeye, fotoğraflarımla oynamaya, gezip tozmaya, sevmeye sevilmeye... ooo bu liste uzar da gider. e peki bunların hangilerini yaptın diyeceksen, böyle suallerin yanıtı olmaz diyeceğim sana. ben sana soruyor muyum bugün seni kimler okudu, en çok neren tıklandı, ziyaretçilerin seninle ne kadar vakit geçirdi diye?
elbette yukarıda saydıklarımdan bazılarını gerçekten yaptım. ama en çok ayyuka'ya taktım kafamı. evde, yolda sürekli ayyuka. ofiste dinleyemiyorum çünkü refik bey sevmiyor öyle müzikleri. kafası dağılıyomuş. halbuki bi bilse insan bunları dinleyince daha bi çalışma aşkıyla doluyo, yanıp tutuşuyo. lafı dağıtmayayım. bakınız ayyuka denilen bu zat-ı muhteremler yaptıkları müziği şöyle tanımlıyor: "anadolu rock, arabesk, punk, surf, saykodelik rock, funk; hepsi bir arada, ama elmalarla armutların toplamı değil Ayyuka'nın müziği". haklılar. çok haklılar. neyse maksadımı aşmadan bugünlük noktayı koyayım.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hello. This post is likeable, and your blog is very interesting, congratulations :-). I will add in my blogroll =). If possible gives a last there on my site, it is about the CresceNet, I hope you enjoy. The address is http://www.provedorcrescenet.com . A hug.

mehmet bizansbeyi dedi ki...

hiç ayyuka dinlememmiştim, bu yazıyı okuyunca dinlemek istiyor insan... ama işyerinde zor. Refik Bey haklı :)