shake it up şekerim

bugün yine geleni gideni bol bir gündü. ben de sabahtan biraz geç gittim ofise zaten. peşim sıra londra maslahat güzarlarımızdan aytaç uzmen geldi. kendisinin bir fotoğrafını yazın yüklemiştim bloga. bugün de birkaç tane çektim, bir tanesi fena olmadı sanırım. bakalım bir banyo ettireyim. çok uzun oturmadı aytaç, başka bir randevusu vardı. her zamanki gibi havadan sudan konuştuk. yani havadan sudan diyorsam gerçekten havadan sudan. istanbul-chelmsford karşılaştırması yaptık. ecnebi memleketlerdeki evlerin küçüklüğündün dem vurduk. bizdeki devasa misafir odalarının sadece misafirler gelince kullanılıyor olmasını garipsedik. laf dönüp dolaştı bizim ne yaptığımıza geldi tabii ki. sizin de gözlerinizin açıldığını fark etmiyor değilim bu noktada. fakat söyleyecek hiçbir şey yok. kafamızda bir sürü şey var ama ne bunları gerçeklemek için yeteri kadar şevkimiz ne elimizden tutmaya gönüllü birileri var galiba. fazlasıyla yılmış durumdayız. yeni bir dergi filan bekliyorsanız, daha çok beklersiniz diyeyim. ortalık fotoğraf dergisinden geçilmiyor hem. neyinize yetmiyor derler. neyse bugün yarın genç soluklar'ın dördüncü ayağı için duyurular başlayacak. site hemen hemen bitti. bundan sonra ajanlık müessesesinin sitesi üzerinde çalışacağız, kimlerin hangi işleri konulacak, vs. tabii esas geniş açı'nın kendi sitesi için de bir şeyler hazırlamamız gerekiyor. ooof.


epeydir refik'in fotoğrafını koymamışım galiba. açığı kapatmak için 2 fotoğraf birden koyayım bari. hatta yukarıdaki fotoğraf aslında 2 ayrı kare olduğundan 3 bile sayılır. yer doldurmak için de bu kadar laf uzatılır yani.


bu da gurullu refik.her zamanki gibi kızcağızı sıkıştırıp mıncıklamakla meşgul.