lezzet sarsın dört bir yanını

dün kaldığımız yerden devam edelim. efendim bugün zaman nasıl geçti anlayamadım. sabahtan soba yakmak ve biraz temizlikten sonra ajanlık müessesesinin ilk işlerinden biri sayabileceğimiz bir burs başvurusu için son hazırlıklarla uğraştık. 3 fotoğrafçımızın projeleri için bir festival kapsamındaki bursa başvurduk. paket bu akşamüstü yola çıktı. hayırlısı inşallah. bunun dışında da gelen giden boldu bugün. alp ve atelier elipsis'ten kerem ve sinem geldi önce. onların da yeni bir projesi var, o konuda nasıl bir ortak çalışma olasılığı olur, vs. konularında konuştuk. sonra da ali geldi, "kaza ve kader" serisinden fotoğraflarının yükseklerini bıraktı. konak dergisindeki fotoğrafçı köşesi için bu sayıda ali üzerine bir yazı hazırladık. hep yurtdışından içerik oluyordu, ilk kez türkiye'den bir fotoğrafçının işleri olacak.


sevgili küratörüm rana'ya gösterdim dün çıkan fotoğraflarımı. pek beğendi. artık beni kandırıyor mu gerçekten beğeniyor mu bilemiyorum. hele bi sergiye dahil etsin beni, o zaman inanacağım galiba. gerçi birkaç fotoğraf alp'e de gösterdim bugün. o da "bizim önümüze mi geççen" sen dedi beğenisini ifade etmek için. belli mi olur. belki refik benimle de bir kontrat yapar! neyse, yukarıdaki annanem. beğendim ben.


ev serim için evi köşe bucak dolaşıyorum. her köşede daha önce dikkatimi çekmemiş bir şey çıkıyor. dün fotoğrafları anneme gösterdiğimde, "ay ne kadar farklı çıkıyor ev fotoğraflarda" dedi. benim de maharetim yadsınamaz tabii. bu ev fotoğraflarını ne şekilde sunmam, sergilemem gerekitği konusunda bir çözüm arayışındayım. daha çalışmaya devam edeceğim, ama sanırım bol sayıda fotoğrafı bir arada sunan bir şey olacak. bu fotoğraf da balkondaki su kapları. yarın devam.