7 Temmuz 2008

biber de kara değil mi?


her şey bir kafa karışıklığından ibaret aslında şık şıkırdım günlük,
hatta sen bile bu kafa karışıklığının tropik olmayan bi meyvesisin.
tazeyken de yenebiliyorsun, kurutulmuşken de.
tadından yenmez diilsin bu arada.
her daim çürüyüp küflenip etrafa kötü kokular yayma olasılığın da var.
buna rağmen, denize düşen yılana sarılır misali ya da her kör satıcının bir kör alıcısı olur örneğindeki gibi senin de üç beş -hadi bilemedin onüç onbeş, peki peki yüzonüç yüzonbeş olsun- kişilik bir tadıcı kitlen var. (*)
bu kitlenin damak tadı konusunda sen ne düşünüyorsun bilemiyorum ama -gerçi tahmin edebiliyorum çok gelişmiş bir damak tadı olduğunu düşünüyorsundur- ben senin kadar iyimser diilim.
malum her konuya şüpheci yaklaşmak gibi bir huyum var. kötü bir huy. ama bazen işe yarıyor. bazen de şevk kırıcı olabiliyor. belki de kırılan şevk, hiç kırılmadan yoluna umarsızca devam eden şevkten daha güçlü olarak karşımıza çıkıyordur bir süre sonra. yani ayakları yere sağlam basan bir şevkse bu kırılan şevk, bi önceki cümlede yazdığım minvalde bi şeyler olur gibime geliyor. umarım. hatta dilerim.
tam anlamıyla saçmaladığımın farkındayım. yine de hiçbi şey yapmamaktan iyidir. yani göreceli bi iyilik bu. varsın olsun.

(*) istatistik sanatının cazibesine kendini kaptıranlar için dip not: doğru rakam ikibindörtyüzelliüç

2 yorum:

mehmet bizansbeyi dedi ki...

2453 güzel bir sayı.

Afg dedi ki...

Şevkim kırılmazsa eğer, kırılan ve ayağı yere sağlam basan şevk üzerine düşünmeye çalışacağım.