12 Şubat 2007

devam edelim...


e hazır elim alışmışken, bugün de bir şeyler yazayım. bugün tüm günü, akşamüstü itü taşkışla'daki "uyku[suz]" etkinliğine hazırlanarak geçirdik. ali'nin (taptık) davetiyle "türkiye fotoğraf sanatı: nereden nereye" bir konuşma yaptık. artık konuşabildik mi bilemiyorum. ama hazırlık iyi oldu, son altı-yedi senedir açılan sergileri şöyle bir gözden geçirdik. neler olmuş neler bitmiş diye. söyleşinin konusunu geniş açı'nın yayın süresi ile sınırlı tuttuk. öncesine de dalarsak içinden çıkamazdık yoksa. fotoğraf dergisindeki köşesinde, josef koudelka'yı bir otel odasında öldüren prof.güler ertan'ın "1960 sonrası türk fotoğrafı" çalışmasıyla bir giriş yaptık söyleşiye. kitaptaki örnekler üzerinden giderek 1960 sonrasında türkiye'de nasıl bir fotoğraf varmışı kavramaya çalıştık. sonra da son on yıl içerisinde "bize göre" öne çıkan isimlerin işlerine bir göz attık. "fotoğrafçı-fotoğrafçı" ve "amatör fotoğrafçı" kelimeleri havada uçuştu durdu. nihayetinde anladık ki, türk fotoğrafı diye bi şey var. ama bir tane değil birkaç tane var. çünkü güler ertan'ın türk fotoğrafı ile bizimkinin arasında epey bir fark var. çünkü ilki, ağırlıkla dünya çapında ancak ileri amatör kapsamında ilgi çekebilecek, teknik uygulamalardan öteye geçemeyen, birbirini taklit eden, altındaki imzayı silip yerine başka bir isim yazsanız fark edilmeyecek işlerden oluşurken, ikincisi kendini sürekli geliştiren, çağın fotoğraf dinamiklerini takip eden, eleştiri ve paylaşıma açık, kişisel imzalarını hissettiren isimlerden oluşuyor. neyse, uzatmayayım.
gelelim fotoğraflara. yukarıdaki fotoğraf, evden dolmuşa kadar her gün kat ettiğim yolda karşıma çıkan bir manzara. sırtını kaşıyan bir sabah yürüyüşçüsü. sağdaki merdiven demirlerinin kıvrımına ayrıca dikkat.


bu fotoğraf ise ev serisinden bir diğer fotoğrafım. gün ışığını yeniden keşfediyorum sanırım. bu arada "uyku[suz]" etkinliklerini merak edenler uykusuztaskisla.blogspot.com adresinden gelismeleri takip edebilirler.

Hiç yorum yok: